13 Haziran 2012 Çarşamba

Ah Şu Kısır Döngü



Belki güneşten yanmış, belki rüzgardan çatlamış ama illaki heyecandan terlemiş iki elin, tutku ile birleşmesi; birbirini tanımak, anlamak için gösterilen çaba, bir bakışın, bir gülüşün şifresini çözmek için denenen logaritmalar...
Her başlangıç, yeni çabalara gebe. Her başlangıç, bir nihayetin umudu aslında; bu kez teninle özdeş bir tene dokunuyor olmanın umudu. Gözlerine, dudaklarına, yüreğine, hayallerine eş...
Aranan donör bulunduğunda, İlaç kokulu, mavi çarşaflı, soğuk hastane yatağında hissedilen rahatlama...Bir süreliğine bulutlarda süzülme, bir süreliğine pembe, yumuşacık pamuk şekerlerine sarılma ve yine sonunda bulunanın aslında uygun donör olmadığının anlaşılması, çalışma masana geri dönüp, siyah kemik çerçeveli ağır gözlüğünü takıp, masa lambasının soğuk ışığında, iki bilinmeyenli denklemlerine gömülmek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder