21 Temmuz 2013 Pazar

Kucuk Mucizeler Dukkani-Debbie Macomber


Uzun bir suredir  New York Times cok satanlar listesinin daimi yazarlarindan Debbie Macomberi' in kitaplarini okumayi istiyordum. Gectigimiz gunlerde D&R' in guzel bir indirim firsatindan yararlanarak, uc kitabini kutuphaneme ekleme sansini buldum. Ilk okudugum kitabi, Nisan 2013' te 17. baskisini yapmis, ulkemizde de cok satan "Kucuk Mucizeler Dukkani"...
Kucuk bir kasabada yasayan birbirinden cok farkli hayatlari olan Lydia Hoffman, Jacqueline Donovan, Carol Girard ve Alix Towsend adli dort guclu kadinin simsicak oykusu...Yollari, Lydia' nin actigi kucuk tuhafiye dukkaninda cakisan dort farkli kadinin, tum farkliliklarina ragmen kurmayi basardiklari sicak dostluklari sizin de yureginizi isitacak. Yalin ve akici diliyle bir cirpida okuyacaginiz, hosca vakit gecirmenizi saglayacak, keyifli bir kitap; tavsiye olunur...

Psikoanalist-John Katzenbach



New york' lu bir psikoanalist olan Dr. Frederick Starks, 53. dogumgununde, bir psikopattan tehdit dolu bir mektup alir. Mektuptaki psikopat, 15 gun icinde kendisinin kim oldugunu bulmasini, bulursa doktoru affedecegini, bulamazsa doktorun 52 akrabasinin hayatini tek tek mahvedecegini yazmaktadir. Ya da doktara kendisini oldurmesini onermektedir. 
Intikamini almak icin yillar sonra ortaya cikan bu zeki psikopati durdurmanin yollarini arayan Dr. Starks' in, gerilim dolu, tehlikeli ve zorlu mucadelesinin anlatildigi bu kitabi, soluksuz okuyacaginizdan eminim...

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Alisveriskolik ve Evlilik-Sophie Kinsella


Yine Becky, yine kahkaha yine eglence :)
Bir Alisveriskoligin Itiraflari kitabinda hayatina giren Luke ile artik Manhattan' da muhtesem bir evde birlikte yasiyorlar. Ortak bir hesaplari var ve Becky' nin bu kez Bankalarla arasi iyi :)
Becky bu kitapta artik bir alisveris danismani. Baska insanlara para harcatiyor ve ustune bir de maas aliyor :) Yakisikli ve zengin erkek arkadasi Luke, ona evlenme teklif ediyor. Sonrasinda baslayan dugun hazirliklari yine Becky' nin hayatini bir komedi filmine ceviriyor. Luke' un sosyetik annesi  New York' ta pahali, birinci sinif bir Plaza dugunu planlarken, Becky' nin annesi Oxsott' taki evlerinde geleneksel bir Ingiliz dugunu planliyor.  Iki ayri yerde, iki dugun hazirligi hizla devam ediyor. Her iki tarafada bir turlu "dur" diyemeyen Becky icin dugun hazirliklari bir kabusa donusuyor.
Ozellikle kendi dugun hazirliklarim sirasinda okumayi sectigim bu kitap yine beni cok guldurdu. Bir Alisveriskoligin Itiraflari' na gore, kitrabin biraz daha agir gittigini soylemem gerekiyor. Yine de okumanizi oneririm.

Bir Alisveriskoligin Itiraflari-Sophie Kinsella


Bu serinin adini duyarduymaz "iste ben" dedim; "mutlaka okumaliyim"...
Alisveriskolik serisinin ilk kitabi olan bu kitapla, efsane Rebecca Bloomwood nam-i diger Becky ile tanistim. Becky bir ekonomi muhabiri... Londrada yasiyor, harika ve hizla buyuyen bir gardrobu var. Cok fazla kazandigi soylenemez. Alisveris tutkusunun bir turlu onune gecemiyor, eve gelen kredi karti ekstrelerini ve bankadan gelen dostca(!) uyarilari gormezden geliyor...Alisveris konusunda kendini durdurmaya, yok olmadi ek islerle gelirini arttirmaya calisiyor...Becky' nin kredi karti ekstreleri ve yapmaya calistigi alisveris diyetlerinin komik hikayesi...Mutlaka Okumalisiniz!

Pasakli Tanrica-Sophie Kinsella


Aslinda bu kitap, Sophie Kinsella ile beni tanistiran kitap...Okuyali epey oldu. Bu kitaptaki kahkaha krizlerimin ardindan, alisveriskolik serisine basladim. Bu kadinin yazdigi tum kitaplari okumaya kararliyim, cok eglendiriyor beni. New York Times cok satan listelerinin bir numarali ingiliz yazari ayni zamanda eski bir ekonomi muhabiri... Iste buyrun; yine miknatis gibi finans alaninda calismalari olan birini buldum, cektim :) Zeki bir kadin; mizah anlayisina bayiliyorum. Gelelim Kitaba...

Sanirim yazarin 3 kitabini okudum; ama en cok gulup, kahkahalara boguldugum kitabi buydu. Samantha Sweeting, 29 yasinda, Londra' da calisan ust duzey bir avukat. Gun boyu deli gibi calisiyor ve tek hedefi calistigi hukuk sirketinin ortagi olabilmek. Bu amac ugruna durup dinlenmeden, yogun baski ve stres altinda calisirken, bir musterilerini buyuk bir zarara ugratacak ve kendi kariyerini mahvedecek onemli bir hata yapiyor. Bir sinir buhrani gecirip, bir trene biniyor; nereye gittigini bilmeden amacsizca yol alip, bilmedigi kucuk bir kasabada trenden iniyor. Yol sormak icin kapisini caldigi buyuk bir konakta, is gorumesine geldigi zannedilince, yanlis anlasilmalar birbirini kovaliyor ve Samantha o konakta hizmetci olarak ise basliyor. Iste asil kahkaha tufani bundan sonra kopuyor...Hayatinda toz almamis, utu yapmamis, tost makinesinin nasil calistigindan habersiz Samantha' nin evdeki buyuk savasi sizi gulme krizlerini sokacak. Mutlaka okumalisiniz!

14 Mayıs 2013 Salı

Düğünümüze Son Yirmi Beş Gün

6 Haziran büyük gün! Geri sayım devam ediyor...
Düğünümüze tam 25 gün kaldı. Heyecan, stres, panik ve endişe halindeyim devamlı. Bu dönemde beni en çok zorlayan, İzmir' den uzakta bulunmam oldu aslında. Alışverişlerimin büyük bir çoğunluğunu, yorgun gözlerle işten eve döndüğümde, yatmadan önce bana kalan birkaç değerli saatimi internet başında geçirerek tamamladım. Kına gecesinde dağıtılacak hediyeler ve süsleme için kullanılacak çeşitli malzemeler, işte bu kısıtlı zamanlarda, internet karış karış gezilerek-çarşı pazar gezmenin başka bir versiyonu bu-özenle tamamlandı. Gece yarılarına kadar uyumayarak yaratılan boş zamanlarda, hediyelikler tasarlandı, kesildi, biçildi, yapıştırıldı...Aklıma esen, gördüğüm, beğendim herşeyi kendim için de yaptım; harika şeyler çıktı ortaya. Düğün mekanımızı, gelinliğimi, ayakkabımı, bindallımı da yine zorla alınan izinlerle gittiğim birkaç günlük İzmir ziyaretlerimde kaçarken koşarken hallettim. Düğün mekanımız yemyeşil çimlerle kaplı harika bir bahçe...Yer yer kurumuş, arada yama yama toprakların göründüğü bir bahçe en korktuğum şeydi...Düğün mekanı olarak İzzet Garden' ı seçtik ve böyle bir endişem de kalmadı çok şükür. Kokteylli olacak, alkollü içecek servisinin yapılacağı bir bar kurulacak. Sandalyelerim lake olacak; masa-sandalye süslemelerini beyaz tercih edeceğim. Gelinliğimi, İzmir' in bilinen tüm gelinlikçilerini dolaştıktan sonra Nazarel' den almaya karar verdim. Tamamı fransız danteli-gerçekten hayranlık uyandıracak bir dantel seçtim- straplez, yarım balık modeli...Sürprizi bozmamak için şuan fotoğraf paylaşamıyorum. Zamanım kısıtlı olduğundan, bir hafta içinde iki kez prova aldılar, ikinci provada hemen hemen bitmişti, etek boyunu ayarladılar sadece. Düğünden bir hafta önce teslim alırken son bir prova yapılacak-kilo alıp verme riskine karşı- ve gelinliğime kavuşacağım :) Ayakkabılarımı sanemiko' dan almayı düşünüyordum daha önceki bir yazıda paylaşmıştım; ama gelinliğimin tamamı dantel olunca, renkli el boyaması bir ayakkabı ile kombinlemek yerine sedefli kırık beyaz, kibar bir ayakkabı ile kombinledim. Bindallım -annemim özel isteği ile- dore ve kırmızı alındı, bindallı sevmememe rağmen ben bile beğendim :) Kına gecem ve düğünümün ardından, fotoğrafları zevkle paylaşacağım inşallah...Sanırım 25 günden önce bir daha görüşemeyiz :) Düğün sonrasında görüşmek üzere; esen kalın.

2 Mart 2013 Cumartesi

Gelin&Damat Kadehleri


Nikahimdan sonra aile arasinda duzenledigimiz yemekte kullanmak icin hazirladigim kadehler :) 
Yapimi oldukca kolay. Sadece bir silikon tabancasina ve sus malzemelerine ihtiyaciniz var. Gerisi tamamen sizin yaratiliciginiza kaliyor.




4 Şubat 2013 Pazartesi

Eyvah Kopek Tuyu Yuttum; Olecek miyim??

Bu yaşıma kadar muhtelif zamanlarda, kedi, köpek, kuş, hamster, balık, ördek, tavuk, horoz, tavşan, gonzales gibi , bir çok hayvan besledim. Bunların içinde aile, akraba ve eş dost arasında en çok endişe ve panik yaratan hayvan hep köpek oldu...Vay efendim, o köpek evde kıl tüy dökerse, yok efendim sen o kılı yutarsan, alimallah ciğerine yapışırsa, büyür de yumruk kadar bir kist olursa vs. vs... :)
Bir yıldır terrier ailesine mensup, bembeyaz, pamuk yumuşaklığında, yer cücesi, şımarık, duygusal, sevgi delisi bir kızım var. Annem önceleri ''sen geç saatlere kadar çalışıyorsun, ben bütün gün onunla ne yaparım'' diye, almama karşı çıksa da, Suan köpeğimizi, ailenin bir ferdi olarak benimsemiş durumda. O kadar ki, bir süredir sağlık sorunları nedeniyle, şehir dışında olduğundan, beni aradığında, cep telefonunun hoparlörünü açtırıyor, hattın diğer ucundan ''Şuruuuuup, Şuruuuuupppp'' diye bağırıp, Şurup' un havlayarak, kendisine bir tepki vermesini bekliyor :)) Şurup, kuyruğunu çılgın gibi sallayıp, anneme sevgi gösterdikçe; işlediği suçlar karşısında, boncuk gözleriyle mahcup mahcup bakıp af diledikçe; ben işteyken, pembe yatağına kurulup uslu uslu oturdukça, annem dizlerindeki eklem kireçlenmesi nedeniyle yavaş yavaş yürürken, sanki anlıyormuş gibi, annemin yanında minicik adımlarla yürüdükçe, onu herkesten sakınıp, kıskandıkça, annemin küçük kızı oldu çıktı :) Öyle mutlu oluyorum ki bu tablo karşısında...Eğer annem Şurup' u sevemeseydi, çok büyük bir üzüntü kaynağı olacaktı benim için. Kalplerimizi, yarattıklarına karşı sevgi ile doldurduğu için, bir kez daha Allah' a şükrediyorum şimdi...
Sevgi, bağlılık tarafı böyle...Şimdi pimpirik tarafına bakalım :)
Ne demiştik, kıl, tüy, akciğer, karaciğer, kist, ameliyat...Aaay felaket senaryosu!! Stephen Kıng gibi hissettim kendimi :)) Bu konuda, ''altın günlerinde ne konuşuluyor'' dan ziyade, uzmanlar ne diyor, ona bakmakta fayda var...
Konunun uzmani Veteriner Hekim Asli Kula' nin bir yazisini paylasiyorum, lutfen sonuna kadar okuyun...

Kedi ve köpekler özellikle mevsim dönüşlerinde tüy dökerler. Tıpkı bizlerin yazlık giysileri kaldırıp kışlıkları ya da kışlık giysileri kaldırıp yazlıkları çıkarmamız gibi kedi ve köpeklerde mevsime göre daha ince ya da daha kalın tüylerine kavuşmak için tüy dökerler. Bu fizyolojik bir durumdur ve tüy döküyor diye hiçbir canlı suçlanamaz…
Kedi ve Köpeklerde Tüy Dökülmesi, Kedi-Köpek Tüyü İnsana Zarar Verir mi?Genellikle kedilerin tüylerinin insana zarar vereceği inancı toplumumuzda yaygındır. Kedilerle ilgili her 3 sorudan biri: “Kedi tüyü kist yapar mı?”, “Kedi tüyü insana zarar verir mi?”,  “Kedi tüyü yuttum şimdi bana ne olacak?”, “Kedimin türleri dökülüyor bunu durdurmanın bir yolu var mı?”, “Kedimin dökülen tüyleri bana ve aileme zarar verir mi?” ve daha buna benzer niceleri… Bu makalemde kedilerin tüy dökmesi ve bu dökülen tüylerin ne oranda, ne zaman bir tehlike yaratabileceğine yer vermek istiyorum. Öncelikle arkanıza yaslanın ve sakin olun “kedileriniz sizi ya da sevdiklerinizi öldürmeye çalışmıyor”:=)
Özellikle toplum olarak oldukça pimpirikli bir yaradılışa sahibiz. Ancak bundan daha da kötüsü, doğru bilgiye ulaşmak yerine kulaktan dolma bilgilere prim vermemiz. Sizi hasta edecek tek şey “sürekli endişe hali”dir
Öncelikle konunun teknik boyutunu anlatayım. Kist diye tanımlanan oluşum, “Echinococcus Granolosus” adı verilen bir parazitin neden olduğu bir hastalıktır ki bu hastalığa da Kist Hidatik denilmektedir. Bu parazit; çiğ et, salam sosis gibi besinler, iyi yıkanmamış sebze meyveler ve temiz olmayan sularda bulunur. Bunun yanı sıra bu parazite kedi ve köpeklerin dışkılarında da rastlanır. İşte bu tüm faturanın kedi ve köpeklere kesilmesine neden olan bulgu da budur ki hayatında hiç kedi ya da köpeğe temas etmemiş insanların da bu rahatsızlığa yakalanma riski (yukarıda saydığım gıdalar nedeni ile) en az kedi köpek sahipleri kadardır.
Şimdi Gelelim Kedi ve Köpeklerde Bu Parazit Ne Zaman ve Nasıl Gelişir?
Kedi ve köpeklerin bu parazitle tanışması sandığınız kadar kolay değildir. Bunun için bir zincir gerekir. Eğer kedi ya da köpeğinizi yukarıda saydığım çiğ et, salam, sosis gibi işlenmiş gıdalar ile besliyorsanız ve bu ürünlerde de eğer adı geçen parazit var ise o zaman bu parazit kedi ya da köpeğinize geçerek ince bağırsağına yerleşecek ve siz de parazit aşılarını düzenli yaptırmıyorsanız bu parazit dışkı yoluyla vücuttan atıldığında ve sizin dışkı ile temasınız söz konusu olduğunda size bulaşabiliyor. Bir diğer bulaşma yöntemi de bu parazitin dışkı yolu ile atılan yumurtalarının tüylere yapışması ve sizin tüylerle olan temasınızla size bulaşması yönündedir.
Geçmiş zamanlarda kedi ve köpekler için üretilen kuru mamaların olmadığı dönemlerde evcil hayvan besleyenlerin hatalı gıdaları kedi ve köpeklerine yedirmelerinden dolayı ortaya atılan bu söylem günümüzde bu nedenle geçerli değildir.

Kedi ve Köpeklerimizi Echinococcus Granolosus Adı Verilen Parazitten Nasıl Koruruz?
Öncelikli olarak altını çizerek hatırlatmak isterim ki: Evcil dostlarınızın aşılarının zamanında yapılması önemlidir. Bahçe yerleşik yaşam süren pek çok kedi köpek sahibi, kedi ve köpeklerinin dışarıda oldukları sürede ne yediklerini kontrol edemeyebilirler. Her ne kadar kuru mama ile besleseniz de mutlaka iç parazit aşılarının yapılması asla ihmal edilmemelidir.
1- Kedi ve köpeğinizin iç parazit aşılarını yaptırın.
2- Kedi ve köpeğinizi mutlaka kuru mama ile besleyin.
3- Kedi ve köpeğinize asla çiğ diğer bir deyişle pişirilmemiş gıda vermeyin.
4- Kedi ve köpeğinize mutlaka kendi içme suyunuzdan verin. Musluk suyunda da zaman zaman bakteri ve virüslerle karşılaşılabilir.
5- Asla kendi beslenmenizde yemediğiniz şeyleri kedi ve köpeklere vermeyiniz.
Bu maddelere dikkat ettiğiniz taktirde bu hastalığa kedi ya da köpeğiniz vasıtasıyla yakalanmazsınız. Ayrıca tekrar altını çizmemde fayda var; bu hastalığa dışarıda yakalanma riskiniz evcil dostlarınızdan bu hastalığı kapma riskinizden çok daha yüksektir.

Bundan sonra ister pimpiriklenip, hayati hem kendinize, hem etrafiniza zehir edin; ister kendinizi kosulsuz sevgi ve sadakatin kollarina birakin...Secim sizin!!

Cevizli ve Çikolatalı Tart


Uzun zamandır yazmamışım; zira günlerim biraz umutsuzluk, biraz bıkkınlık ve bolca yalnızlık ihtiva ediyor son zamanlarda. Eee hal böyle olunca, ne yazmak, ne okumak geliyor içimden...
Bu hafta sonu üzerimdeki rehavetten sıyrılırım umuduyla, son derece yerinde bir kararla abone olduğum sofra dergisinin şubat sayısında yer alan bir tarifi denedim. Tadına bakar bakmaz, bir pencere açıldı gözlerimin önünde...
Üniversiteyi okuduğum Ispartadayım. Karlı bir kış gününde, kaymamak için yoğun bir çaba sarfederek, en yakın arkadaşım, dostum Filo' mla kol kola, ağır adımlarla kaldığımız yurda doğru yürüyoruz. Köşe başında küçük, köhne bir pastane. Çok lezzetli, sıcacık, mis kokulu ay çörekleri yapıyor. Her ders çıkışı, istisnasız o pastaneye uğruyor, tezgahın üzerinde, kocaman tepsilere dizilmiş ay çöreklerinden seçip, kese kağıdına dolduruyor ve küçük havasız odamıza doğru yol alıyoruz...Sonra duvarları binbir tane saçma resim ve yazıyla dolu küçücük odamızda, adına çalışma masası dediğimiz ama nedense hiç çalışmak için kullanmadığımız masamızın etrafına plastik sandalyelerimizi çekiyor, dedikodular ve sıcacık çay eşliğinde, ay çöreklerimizi midemize indiriyoruz...O gün bugündür başka hiç bir yerde ay çöreği yemedim, sanki yeminliymişim gibi...Ay çöreği esasen, Isparta' da yediklerim gibi mi yapılıyor onu da bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bu denediğim tarif, beni aldı, 10 yıl öncesine götürdü...Belki o zaman çok kıymetli olmayan, kese kağıdına tıkıştırdığım bir kaç parça ay çöreği, mücevher değerinde bir hatıra şimdi yolculuğumda. Cevizli ve çikolatalı tart, sizi böyle alıp, başka zamanlara, başka şehirlere götürmese de, damağınızda nefis bir tat bırakacak, emin olabilirsiniz :) İşte tarifi...